İskender konusundaki hassasiyetim lise yıllarıma dayanır. Yeme içme yolculuğumun başlarında bir anda iskenderi özleyip feribotla ile gittiğimiz güzel Bursa'da çok leziz iskenderler yemişimdir.
Ancak son zamanlarda sadece Bursa'da değil İstanbul'da da lezzetin eskisi gibi olmadığını düşünüyorum.
Geçtiğimiz günlerde bağdat caddesi şaşkınbakkal'daki Han Restoranı denedim.
Dışarıdan modern bir kebapçı görünümündeki restoran menüyü elinize aldığınızda tam olarak tarzını anlayamadığım bir mutfak görünümünü aldı.
Kebaplardan, makarnalara odaklanmamış bir tarz ile kafamı karıştırmıştı.
Ben yine bildiğimi okuyup İskenderci ya burası dedim ve iskender söyledim. Ne etinden lezzet aldım ne de kurumuş iskender altı tırnak pidesi keyifliydi. Tereyağ malum her şeye lezzet katan bir unsurdur yemekte, demek o da olmasa üzgünüm ama yavan olacaktı.
Çalışanların çok nazik ve ilgili olduğu yerin maalesef çok iyi gitmediğini söylemeliyim.
Bağdat caddesindeki yaşı ilerlemiş bir çok işletmenin yeni bir enerjiye ihtiyacı olduğunu düşünmeye ve bu fikri destekleyen deneyimler yaşamaya devam ediyorum.
.jpg)
.jpg)
.jpg)
